Munchausen Sendromu, adını 18 yy’da Baron Karl von Munchausen adlı her şeyi abartarak anlatmayı seven, eski bir süvari subayından almış, bir çeşit kişilik bozukluğudur.
Bu hastalıkta kişi, belirli bir düzeyde tıp bilgisine sahiptir ve kendi kendine hastalık belirtileri yaratır. Örneğin, kalp ilacı içip kalbinde ritm bozukluğuna sebep olabilir, boğazının iç kısmını kesip kanama geçiriyorum diye hastaneye başvurabilir, kendilerinden örneğin idrar testi istendiğinde, idrara kan karıştırabilir ve hatta birçok kez ameliyat masasına yatabilirler. Amaçları aslında normal yaşamlarında görmediğini düşündükleri ilgiyi görmektir yani sağlıksız bir ilgi açlığıdır.
Eğer hasta çok sık doktor ve hastane değiştiriyorsa, çok sık ameliyat oluyorsa, hastalandığında ziyaretçileri çoğaldıkça iyileşme belirtileri gösteriyorsa, tıp kitaplarına fazlaca ilgisi varsa, eğer yapılan testlerde bir şey çıkmadığında, ciddiye alınmadığını iddia ederek söyleniyorsa, vücudunda çok fazla yara izi varsa çizik ,kesik vb. kişide bu kişilik bozukluğundan şüphelenmek gerekir. Bu belirtiler daha çok stres altında artış gösterir. Hastalık bazen intihara kadar gider ve ölümle sonuçlanabilir.
Rahatsızlık daha çok 30-50 yaş aralığında görülmektedir. Hasta çok sık doktor ve hastane değiştirdiğinden ve iyi bir yalancı olduğundan dolayı teşhisi uzun yıllar alabilir. Teşhis için doktorun, ruhsal ve fiziksel tüm hastalık olasılıklarını elemesi gerekir. Tedavisi güç hatta, imkansız bir kişilik bozukluğudur. Bazen hasta kendi dışındaki insanlarda, özellikle kendi çocukları, hastalık belirtileri uydurabilir veya yaratabilir. Bu duruma Munchausen by Proxy denir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder